Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Başsavcı Kerim Han, işgal rejiminin başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı talebinde bulundu.

Kararda aynı zamanda; HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas'ın askeri kanadı İzeddin el-Kassam Tugayları'nın lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da yakalama kararı başvurusunda bulundu.

"Dünya kamuoyu daha hassas, daha ciddi bir duruş var"

UCM Başsavcısı Kerim Han'ın talebini İLKHA muhabirine değerlendiren Ceza Hukukçusu İlhami Sayan, Öncelikle bu önemli bir gelişme… UCM Güney Afrika'nın suç duyurusu ile bu olayı soruşturmaya başladı. Daha sonra da dava aşamasına getirdi ve yargılama devam ediyor. Yakalama ve tutuklama kararı, yargılamadaki tedbirlerden biridir. Savaşı etkileyen, saldırgan devletin ayağını denk alması, savaş suçlarını azaltması veya sonlandırması için etkili bir karardır. Tabiki daha önce israil aleyhine UCM, BM Genel Kurulu ve bazı Güvenlik Konseyi Kararları verildi ama israil antisemitizm zırhına büründüğü, kendisini eleştiren herkesi ve her kesimi antisemitist olmakla suçladığı ve İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler üzerinden yaşadıkları mağduriyeti zırh olarak kullanıp tüm suçları örtme çabasında olduğu için kararları 'uygulanamaz' hale getiriyordu. Doğrusu, uluslararası kamuoyunda da bu kararların uygulanması için ciddi bir niyet oluşmuyordu. Ancak bu sefer daha önce yaşananlardan çok farklı bir durum söz konusu. Dünya kamuoyu daha hassas, daha ciddi bir duruş var. Özellikle Batı kamuoyunda bir 'ayağa kalkış' var. Filistin'e destek, israile karşı durma, suçlarını kınama ve ifşa etme yönünde ciddi bir durum söz konusu. Bu yönüyle UCM'nin vereceği yakalama ve tutuklama kararlarının uygulanabilirliğinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Aynı savcı daha önce Vladimir Putin hakkında da yakalama talep etmiş, mahkeme de kabul etmiş ama uygulanmamıştı. Uluslararası dengeler Putin açısından buna müsaade etmiyor." dedi.

"Filistin'e destek ve siyonist nefret gittikçe artıyor"

Söz konusu kararın hem Putin hem de Netanyahu hakkında uygulanabilmesi için siyasi olarak zayıflamaları, destekçilerinin desteğini çekmesi gerektiğini belirten Sayan, "Bu yakalama kararının kabul edileceğini düşünüyorum. Zira uluslararası güçler, belli bir oranda kontrol edilebilir bir savaşı onaylamakla beraber kontrolden çıkabilecek, güç dengelerini değiştirebilecek ve Batı'yı ciddi anlamda Müslümanlaştırmaya götürebilecek bir duruma razı olmazlar. Batı'da İslam'a ciddi bir ilgi var. Müslümanların mağduriyeti Batı kamuoyu tarafından anlaşılmaya başlanıyor, Filistin'e destek ve siyonist nefret gittikçe artıyor. Onlar da bunun farkındalar. O yüzden israil de uluslararası güç şebekeleri de Netanyahu ve Gallant'ı daha büyük şeylere sebebiyet vermemeleri için gözden çıkarabilirler. Bu yakalama talebinin tutuklama kararına dönüşebileceğini, bu karar ile koalisyon hükümetinin de dağılabileceğini düşünüyorum." diye konuştu.

"Netanyahu ve Gillant hakkındaki yakalama kararı uygulanmalı, HAMAS yetkilileri hakkındaki talep ise reddedilmeli"

Aynı talebin İsmail Heniyye, Yahya Sinvar ve Muhammed Dayf gibi isimleri için de istendiğini ancak bunun söz konusu şahısların suçlu oldukları için değil bir denge politikası izlenimi verilmesi için böylesi bir talepte bulunulmuş olabileceğini kaydeden Sayan, "Olayları 7 Ekim'den başlatma hatası nedeniyle savcı böyle bir talepte bulunmuş olabilir. Oysa israilin zulmü, bugün değil, 10 yıl önce değil, neredeyse 100 yıl önce başlamış. Eğer olaylar 1920'lerden, 30'lardan 48'den başlayacak olursa burada mağdur da bellidir suçlu da bellidir. Eğer olaylara 7 Ekim itibarıyla bakarsanız diğer tarafı da (HAMAS) suçlama hatasına düşersiniz. Burada her iki tarafı da dengeleme veya savaş karşıtı olduklarını gösterme, suçlu ve suçsuzu eşitleme gibi bir çaba var. Bu belki siyaseten gerekli bir şey olabilir ama hukuken hatadır. HAMAS'ın kendisini savunan, halkı savuna taraf olarak suçlu değil kahramanlar oldukları tüm dünya kamuoyunda bilinmektedir. Her iki tarafa aynı davranmak neticede adaletsizliği getirir. Netanyahu ve Gillant hakkındaki talep yerindedir ama kendilerini haksız bir işgale karşı savunan HAMAS yetkilileri hakkında yakalama talebi haksız bir taleptir. Netanyahu ve Gillant hakkındaki talep edilen kararın uygulanması, HAMAS yetkilileri için talep edilen kararın reddedilmesi gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"Her ülkede israil hakkında dava açabilir"

Siyonist işgal rejimi hakkında Müslüman olmayan Güney Afrika'nın suç duyurusunda bulunmasının Müslümanlar için utanç verici olduğunu dile getiren Sayan, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, güneş ve rüzgârdan ihtiyacının yüzlerce katı enerji üretilebilir" "Türkiye, güneş ve rüzgârdan ihtiyacının yüzlerce katı enerji üretilebilir"

"60'ı aşan Müslüman devlet var. Bu devletlerin değil de Güney Afrika gibi Müslüman olmayan bir devletin suç duyurusu ile bu davanın açılmış olması tüm Müslümanlar açısından utanç vericidir. Ancak bu hatayı telafi etme imkanları var. İnsanlığa karşı suçlar hemen hemen tüm devletlerin yasalarında suç olarak tanımlanan ve her devletin kendi hukuku çevresinde yargılamaya yapabileceği bir suç türüdür. Kendi ülkesinde israil vatandaşı olup suça karışanlar soykırım suçu ile yargılanabilir. Bunun bir örneği Mavi Marmara Davası'nda yapıldı ama neticeye varılmadı. O davada olduğu gibi her ülke yargılama yapılabilir. İslam ülkeleri, Güney Afrika'nın açtığı ama kendilerinin açmadığı davayı bu şekilde yapacağı yargılamalarla telafi edebilir. Bu birçok ülkede yapıldığında, israil ve siyonistlerin kapana kısılacağını, bu tür suçları işleyeme hale geleceklerini, ticaretlerin duracağını, diplomatik işlerin işleyemez hale geleceğini, israile olan desteğin azalacağını ve tamamen izole edilip dışlanacağını düşünüyorum. Bunun için de illa bir devlet kararına gerek yok. Vicdanını ortaya koyan bir Müslüman, bir savcının açacağı suç duyurusu ile böyle bir soruşturma başlatılabilir. Mahkeme de davayı kabul edilerek yargılamaya başlar." (İLKHA)

Kaynak: ilkha