Memur-Sen Kadınlar Komisyonu tarafından hazırlanan "Kadın Kamu Görevlilerinin Afete Müdahale ve Afetle Mücadele Süreçlerindeki Rolüne İlişkin Niteliksel Bir Araştırma" Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşıldı.
Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, bu gün kadınların, afet yönetimine katılımı ve ihtiyaçlarının genellikle göz ardı edildiğini belirtti.
Aydın, raporun Türkiye'nin farklı bölgelerinden afet deneyimi yaşamış 60 kadın kamu görevlisinin tecrübelerine dayanarak derinlemesine incelendiğini söyledi.
Afet yönetiminin tüm aşamalarında; afet öncesi afet sırası ve sonrası süreçte kadın katılımının teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Aydın, "Kadınların afet hazırlık gruplarına katılmaları ve karar alma süreçlerinde yer almaları sağlanmalı, liderlik becerileri geliştirilmelidir. Kadın kamu görevlilerinin başarı hikâyeleri ve liderlik örnekleri, medya kampanyaları ve iletişim stratejileri aracılığıyla televizyon, radyo, internet ve sosyal medya gibi farklı iletişim kanalları kullanılarak geniş kitlelere duyurulmalıdır. Afet anında bilhassa kadınların temiz su kaynaklarına erişim zorluğundan salgın hastalık riskine kadar çok hayati sorunlar yaşadığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle, afet yönetim planlamalarında ve acil durum hazırlıklarında, kadınların hijyen başta olmak üzere tüm özel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalı; kadınlara özel hijyen ürünlerinin stoklanması, dağıtımı ve erişilebilirliğini sağlayacak politikalar belirlenmelidir. Afet durumlarında kadınların güvenlik ve mahremiyetini koruyabilecekleri tuvalet-lavabo gibi altyapı hizmetlerinin sağlanması için de özel önlemler alınmalıdır." dedi.
"Kadın, ailenin kurucu unsuru, sağlıklı nesillerin bizzat taşıyıcısıdır"
Afet bölgelerinde kadınların sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için ihtiyaçlara duyarlı sağlık hizmetleri sunulması gerektiğini dile getiren Aydın, "Bu hizmetler, kadınların rutin sağlık kontrolleri ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için özel önlemleri içermelidir. Çünkü kadın, ailenin kurucu unsuru, sağlıklı nesillerin bizzat taşıyıcısıdır. Bilindiği üzere kadınların bakım yükümlükleri sadece afet döneminde değil her zaman gündemde olan bir konudur. Bu bağlamda sağlık hizmetlerine ilişkin politikaların; yaşlı, hasta, engelli ve çocuk bakımını kapsayacak şekilde çalışılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Kadın kamu görevlilerine yönelik afet sonrası hızlı hareket etmek, acil durum müdahale yeteneklerini geliştirmek ve toplumla ilişkilerini güçlendirmek için özel eğitimler ve simülasyonlar düzenlenmeli; etkin iletişim ve katılımcılık stratejileri geliştirilmelidir. Bu sayede, kadınların devletin temsilcisi olarak halkın ihtiyaçlarını karşılamadaki etkinlikleri artacak ve toplumun güvenini kazanmaları kolaylaşacaktır." diye konuştu.
AFAD tarafından depremzedelere yapılan kira yardımının; prefabrik evlere veya konteynerlere geçiş sonrasında kesildiğini belirten Aydın, "Türkiye genelinde yaşanan kira fiyatlarındaki artış da dikkate alınarak bölgede kira yardımı tutarı, süresi ve kapsamı genişletilerek revize edilmelidir. İstihdam edilen kamu görevlileri ve istihdam edilecek kamu görevlileri için öncelikle konut sorunu çözülmeli, TOKİ ve benzeri kurumlar aracılığıyla kamu görevlileri için ayrı konut projeleri hayata geçirilmelidir." diye belirti.
Aydın, özellikle deprem bölgesindeki kamu görevlileri başta olmak üzere kadroya geçen personele 3 yıllık süre sınırının uygulanmaması ve eş tayin hakkından faydalanması gerektiğini kaydetti.
Aydın, "Deprem ve benzeri doğal afetlerde; eşleri de çalışan kamu görevlilerinden birisinin idari izinli sayılması, çocukların bakımı ve yaşadıkları travmayı atlatma noktasında kolaylık sağlayacaktır. Bu bağlamda, hâlihazırda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın da sıcak gündeminde olan esnek çalışma modellerinin, pilot uygulama olarak depremden etkilenen illerde denenmeye başlanması bir imkan olarak değerlendirilebilir. Deprem bölgesinde yer alan başta kamu görevlileri olmak üzere vatandaşların çocuklarına burs ve yurtlarda öncelik tanınması gerekmektedir. Yasal düzenleme ile deprem nedeniyle mağduriyet yaşamış öğrencilere dershane, eğitim ve benzeri öğrenim alanları için ek kontenjan ve zorunlu indirim uygulamaları yapılması gerekmektedir." diye ekledi.
Yapılan konuşmanın ardından Prof. Dr. Emrah Akbaş'ın yaptığı sunum ile program nihayete erdi. (İLKHA)
