Filistin'de yaşanan zulümlere sessiz kalamayacaklarını dile getiren Demir, ders kitaplarında ve müfredatta siyonizmin tehlikesine yer verilmesi gerektiğini, çocuklara ve gençlere ideolojisi uğruna dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen işgal çetenin zihniyetini tanıtmaya dair bilgilerin müfredatta yer almasının önemine değindi.

"Kutlu direnişi selamlıyoruz"

Demir,  'Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur' diyerek siyonizme karşı onurluca direnen kardeşlerimize omuz veriyor, kutlu direnişi selamlıyoruz. 7 Ekim'den bu yana aralıksız olarak Filistin'de terör devleti israil tarafından soykırım suçu işlenmektedir. Gelecek nesillerimizin bu tehlikeyi daha iyi anlayabilmeleri açısından ders kitaplarında ve müfredatta siyonizm tehlikesine yer verilmeli, çocuklarımız ve gençlerimizin bu ırkçı, ayrıştırıcı ve ideolojisi uğruna dünyayı ateşe vermekten çekinmeyecek zihniyete dair bilgiler müfredatta yer alması sağlanmalıdır." dedi.

"Atama bekleyen öğretmen adaylarının beklentileri karşılanmalıdır"

Atama bekleyen eğitimcilerin ihtiyacını karşılayacak derecede atama yapılması gerektiğine değinen Demir, "Eğitim; hizmetlisi, memuru, şoförü, teknik kadrosu, öğretmeni, öğrencisi, velisi ve yöneticisiyle bir bütündür. Eğitimin kalitesi ve eğitimcilerin başarısı ancak bu ekibin uyumlu çalışmasıyla mümkündür.  Öncelikle Öğretmenlik Meslek Kanunu ihtiyaca cevap verecek, beklentiyi karşılayacak şekilde ele alınarak yeniden düzenlenmelidir. 5 yıl hizmet süresi olanlar Uzman Öğretmen, 10 yıl hizmet süresi olanlar da başöğretmen olmalıdır. Her zaman eğitimin içerisinde olan şube müdürü ve üstü kadrolara da uzman ve başöğretmenlik hakları tanınmalıdır. Emekli olan personel kadar yeni istihdam değil, ihtiyaç kadar atama yapılmalı ve atama bekleyen öğretmen adaylarının beklentileri karşılanmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılmalıdır"

Atamalarda adaletin esas alınması gerektiğine dikkat çeken Demir, "Atamalar, yazılı sınav yöntemiyle yapılmalıdır ve adalet terazisi şaşmamalıdır. Türkiye Yüzyılını ihya edecek, çağın becerilerine sahip, toplumun tüm kesimlerine model olacak öğretmenlerin yetiştirilmesi için Öğretmen yetiştirme ve istihdam süreçleri yeniden gözden geçirilmelidir. 3600 ek gösterge birinci dereceye yükselen kamu görevlilerine de yansıtılmalı, uygulamada adalet sağlanmalı; devlet, memurları arasında ayrım yapmamalıdır. Görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağ yeniden kurulmalı, emekliler mali disiplin gerekçesiyle mağdur edilmemelidir. Üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı verilmelidir. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları belirli periyotlarla yapılmalıdır. Akademisyenlerin emeklerinin ve eğitimlerinin karşılığını alabilmeleri sağlanmalıdır." şeklinde konuştu.

"Depremzede öğrenciler için ek kontenjan oluşturulmalıdır"

Deprem bölgelerinde konteyner kentlerde eğitimin devam ettiğine dikkat çeken Demir, "Konteyner ve prefabrik kentlerde çalışma olanaklarının yetersiz olması, depremlerin yaratmış olduğu olumsuz psikoloji ve benzeri dezavantajların göz önünde bulundurularak geçen yıl olduğu gibi bölgedeki öğrenciler için LGS’de her sınıf düzeyinde 2 ek kontenjan uygulaması devam ettirilmelidir, YKS’de ise üniversitelerde genel kontenjanda bir azaltmaya gidilmeden sadece deprem bölgesindeki üniversitelerle sınırlı kalmadan, tüm üniversitelerde ve vakıf üniversitelerinde depremzede öğrenciler için ek kontenjan oluşturulmalıdır." dedi.

"Öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin bütünüyle gerçekleştirilmesini sağlama adına yer değiştirme takvimi Temmuz ayında il içinde görev yapan öğretmenlerden başlamalı ve il içinde sıra uygulamasına geri dönülmelidir." şeklinde konuşan demir şöyle devam etti:

"Türkiye'de 14 milyonun üzerinde engelli vatandaşımız bulunmaktadır. Bu vatandaşlarımız, toplumun her alanında yer almalı; hak ettikleri ve üstesinden gelebilecekleri görev ve sorumluluklar kendilerine verilmelidir. Bu özel bireyler her şeyden çok bizlerden anlaşılmayı ve kabul görmeyi beklemektedir."

"Alın terinden tasarruf olmaz, emeğin karşılığı kısılarak bütçe büyümez"

Malatya'da 2 ayrı kaza: 3 yaralı Malatya'da 2 ayrı kaza: 3 yaralı

Demir, "Adıyaman Öğretmenevi inşaatının bulunduğu bölgenin rezerv alan ilan edilmiş olması bir fırsattır. Yetkililerden bu fırsatın değerlendirilerek öğretmenevi bahçesinin genişletilmesini talep ediyoruz." İfadelerini kulandı.

Depremden hasar gören okullar hakkında bilgi veren Demir, "İlimizde 250 civarında okulumuz yıkılmış, ağır hasarlı veya yıkılacak, Deprem öncesi derslik sayımız 6250, şimdiki derslik sayısı 5570,  Derslik başına düşen öğrenci sayısı 19 iken şimdi 27 civarında, İhale aşaması, inşaatı devam eden, inşaatı biten 76 civarında okul bulunmaktadır, bu okullar tamamlandığında ekstra 1120 civarında derslik olacak, Öğrenci sayımız deprem öncesi 170 bin iken 160 bine düşmüş, Öğretmen sayımız 11 bin iken, 11 bin 115 olarak artmış, İlimizdeki en önemli sorun İkili eğitim yapan okullar diyebiliriz tahminen 90 civarında, güçlendirme ve inşaat süreçleri hızlı bir şekilde devam ederse Eylül ayında 60 civarında okulumuzun daha normal eğitime geçeceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Tatil dönemi sorunların çözümü için fırsata dönüştürülmelidir"

Demir son olarak, "Milli Eğitim Bakanlığı ve yetkililer, sona eren eğitim-öğretim yılının sonuçlarından hareket ederek, başta eğitim çalışanlarının mali ve  çalışma şartları olmak üzere, eğitim-öğretimin sorunlarına, yeni eğitim-öğretim yılından önce çözüm bulmalıdır.

İnsan, bilmekle yorulmaz, tersine bilmemekle atalet kazanır. Asaletle atalet yan yana duramaz, ilkesi doğrultusunda hareket etmelidir. Bu duygu ve düşüncelerle, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize iyi bir dinlenme ve yenilenme dönemi diliyor; yeni eğitim-öğretim yılının daha nitelikli ve verimli geçmesi için, dikkat çektiğimiz sorunların çözülmesi gerektiğini bir defa daha ifade ediyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha